İktidarın “Tasarruf önlemleri konusunda kararlıyız” şovuna malzeme olan “Ballı maaşlara son” söyleminin büyük bir kandırmaca olduğu ortaya çıktı. Tüm kamuya yayılan ve gözde bürokratların 3-5 yerden birden maaş almasını engelleyen, altı asgari ücrete yakın bir ücretle yani sadece 98 bin TL ile yetinmek zorunda bırakacak düzenleme tipik bir AKP düzenlemesi aslında.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri tamamlanan Torba Kanun Teklif içinde yer alan bu düzenleme kamu kurum ve kuruluşlarının yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyeliğinde ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarında görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödeneceği açıklaması ile kamuoyuna duyuruldu.
Görüşmeler başlamadan milyonlardan esirgenen kaynakların istisnalar nedeniyle çok da değişmeden iktidara yakın isimlere aktarılmasına devam edileceği anlaşıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Varlık Fonu şirketlerinin kapsam dışında kalacağı anlaşıldı. Bunlar tam da bu ballı maaş uygulamasının en yaygın yaşandığı dev şirketler. Yani eski bakanların, milletvekillerinin, güreşçilerin yönetim kurullarında boy gösterdiği kamu bankaları, BOTAŞ, TÜPRAŞ, Türk Telekom, Türk Hava Yolları, Türkiye Petrolleri gibi kamunun en önemli şirketleri…
Bu şirketler kapsam dışında kaldığında zaten üçer beşer koltuk uygulamasının neredeyse aynen süreceğini görmek mümkün.
MEVZUATTA DÜZENLEMELER
Burada şunu da hatırlatmak gerekiyor. AKP’nin mevzuatı istediği gibi yorumlayıp uyguladığının, hatta kolaylıkla yok sayabildiğinin sayısız örneği var. Bu da bunlardan biri. Zaten mevzuatta önleyici düzenlemeler bulunuyor.
2001 yılında çıkartılan 631 Sayılı KHK’de şu hüküm yer alıyor: “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinden kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanların, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapmaksızın bu görevlerden sadece biri için ücret ödenir.”
“Kurum içi/kurum dışı” tanımı ile ortaya çıkan tereddütleri gidermek için de 2011 yılında bir KHK daha yayımlandı. 666 Sayılı KHK’de de “Tek bir yer” vurgusu yapıldı. KHK’lerle yetinilmedi Yüksek Planlama Kurulu’nda da kararlar alındı. Ama bugüne kadar bunların hiçbiri işlemedi, yok sayıldı. Şimdi de uygulayacağının garantisi yok.
TESPİT DE ZOR
Bir de özel sektörde görev yaparken atananlar, TMSF bünyesindeki şirketler, bakan yardımcıları, Cumhurbaşkanlığı bürokratları ile ilgili tartışma var. Muhalefet milletvekilleri teklifin görüşüldüğü komisyonda bizzat kendisinin de yönetim kurulu üyelikleri olan Hazine ve Maliye Bakanı İsmail İlhan Hatipoğlu’na sordu bu kuşkuları. Eski Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyesi halen Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı olan İsmail İlhan Hatipoğlu’nun açıklamaları muhalefetin kuşkularını gidermediği gibi AKP milletvekillerinin kafasında da sorulara yol açtı. Hatipoğlu, tüm kamu görevlilerini kapsayacağını iddia etse de özel sektörden atanan üyeler için bu kısıtlamanın söz konusu olamayacağını üstelik bunların tespitinde de güçlükler yaşanabileceğini söyledi. Komisyonda bu madde ile ilgili kuşkuları giderici düzeltmelerin yapılması konusunda mutabakat sağlandı. Bakan Yardımcısı Hatipoğlu, bunun sözünü “Sayın vekillerimizin eleştirilerindeki muğlak olan konuları not aldık. İstisna olabilecek hususları da çalışacağız” diyerek verdi. Bu düzeltme yapılacak mı yapılmayacak mı, önümüzdeki hafta Genel Kurul’da görüşmeler başladığında göreceğiz.
6 ASGARİ ÜCRET HAK OLDU
Ancak bu düzenlemenin tek sorunu bu da değil. Öncelikle 17 bin 2 liralık asgari ücretle geçinmeye mahkûm edilen çalışanların, 10 bin TL’nin altında emekli maaşı ile yaşaması istenen emeklilerin olduğu bir ülkede ayrıcalıklı bir grubun en az 98 bin 42 lira aylık alması kanun yoluyla hakka dönüştürüldü. Komisyon görüşmeleri sırasında CHP’nin ikinci görevlerden dolayı en fazla asgari ücret ödenmesi teklifi de iktidar milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Teklifteki düzenlemenin kapsamının kuşkuları giderecek şekilde yeniden yazıldığını, özel sektörde görev yapanların, Varlık Fonu bünyesindeki, TMSF bünyesindeki şirketlerin kapsama alındığını, kapsam dışı kaldığı iddia edilen bürokratların da sadece bir yerden maaş alabilmelerinin sağlandığını varsayalım.
ADAYLAR SIRADA
Bunun bir başka sonucu olacak. Bu “ballı” kişilerin ekstra maaşlar alamayacakları için büyük ihtimal boşaltacakları yerlere yeni isimler atanacak. Yani 100 kişilik bir ballı maaş ordusu olduğunu düşünelim, sayı 200’e çıkacak. Üçüncü, dördüncü maaşlar yine AKP-MHP ortaklığının belirleyeceği yeni isimlerin cebine girecek.
Düzenleme eksikleri, istisnaları ile zaten tartışmalı, AKP’nin mevzuattaki hükümleri uygulamama konusundaki sabıkası da malum. Ancak kesin olan bir şey var ki düzenleme kamuoyuna açıklandığı şekilde uygulanacak olsa bile bir tasarruf kalemi olmayacak. İktidarın kamu kaynaklarını kullanarak yarattığı imtiyazlılar sınıfı daha da büyüyecek.