Öğretmen Maksut Balmuk, eğitimde yaşanan sorunlara ilişkin hem geçmiş dönemlerde yaşanan hem de bugün devam eden uygulama ve sorunlara ilişkin ironik bir yazı kaleme aldı.

"ERDOĞAN 'LİYAKATLİ' KADROLARI ATAYACAK!"

Balmuk'un yazısı şu şekilde:

"Evet seçim yaklaşırken MEB’de büyük değişikliklerin sesleri duyulmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan adeta günah çıkarır gibi adımlar atmaya hazırlanıyor. Bu hazırlıkların seçim öncesi tamamlanacağı ifade ediliyor.

Öncelikle Bakan Özer’den affını istemesi istenecek ve kabul edilecek. Son olarak özellikle öğretmenlik meslek kanunu ile ilgili kendisini istifaya davet eden öğretmenlere uydurma (kanunda olmayan) bir suçlama ile ( bakanın imajını zedelemek ve bakanlık uygulamalarını itibarsızlaştırmak suçlamasıyla) yapılan soruşturmalar gündeme gelmişti bakan Özer.

Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine göre seçimden hemen sonra bakan dahil tüm üst kadroların görevi otomatikman sona eriyor. Ama Erdoğan bunu beklemeyecek ve ehil olmayan kadroları görevden alarak daha çok alandan gelen, öğretmenler odasının havasını bilen ve tebşir tozu yutmuş liyakatli kadroları atayacak ve seçimi kazanırsa(!) bu kadro ile devam edecek.

"EĞİTİMDE ATILACAK 'KÖKLÜ' ADIMLAR"

Değişim sadece kadro ile sınırlı değil. 21 yılda en başarısız oldukları alanın eğitim olduğunu kabul eden Erdoğan bu imajı en azından seçim öncesi düzeltmek için bazı köklü adımlar atacak.

Öncelikle eğitim siyasetten arındırılacak ve adına yaraşır bir şekilde milli politikaların uygulanacağı bir yapıya kavuşturulacak,

Cumhurbaşkanlığındaki Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu kaldırılarak çift başlılığa son verilecek,

Kadro değişimi tepeden başlayacak,

Öğretmen ataması 45 bin ile kalmayacak 100 bine tamamlanacak,

Öğretmen atamalarında sözleşmeli uygulaması kaldırılacak kadrolu atama yapılacak,

Yıllardır (2016’dan beri) devam eden yeniden atama ve kurumlar arası atama sorunu çözülecek,

Öğretmenlerin yer değiştirme, alan değişikliği, norm kadro, yükselme, zorunlu hizmet … gibi sorunları çözülecek,

Proje okulu uygulaması yeniden ele alınacak, okul sayısı azaltılacak ve bu okullara atamalar sınav odaklı liyakat esaslı yapılarak keyfi uygulamalara son verilecek,

Sorunların çözümünde paydaşların görüşleri alınacak ve uygulanacak,

Okullar artık depremde yıkılmayacak ve tüm okullar yeniden elden geçirilecek,

Bursa’da gündeme geldiği gibi yıkım kararı olan okulların güçlendirme kararları iptal edilecek ve eski okullar yıkılarak yeniden yapılacak,

Okul onarım ve yapımları yaz tatilinde tamamlanacak,

Tüm okullara yeterli ödenek gönderilerek hizmetli, temizlik, tebeşir, fotokopi, bilgisayar… gibi akla gelen tüm harcamaları bakanlıkça karşılanacak ve öğretmen ile idarecilerin velilerle karşı karşıya kalmaları, pedagojik olmayan veliden ya da öğrenciden para istenmesine son verilecek,

Haftalık ders programları yeniden ele alınacak, bilimsel bir şekilde yapılandırılacak,

Özellikle ortaöğretimde devamsızlık, disiplin ve sınıf geçme sistemi yeniden ele alınacak,

Okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilecek,

4+4+4 sistemi yeniden değerlendirilecek,

Sınava dayalı sistemin zararları masaya yatırılarak minimize edilmesi için tedbirler alınacak, sınavlar zaman içinde kaldırılacak,

Seçmeli ders uygulamalarında tamamen velinin ve öğrencinin talebi göz önüne alınacak, dayatmalar kaldırılacak,

Derslerin belirlenmesinde deprem bölgesinde olduğumuz gerçeğinden hareketle yeniden bir bilinçlendirme içerikleri söz konusu olacak,

Öğrencilerin sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerini destekleyici adımlar atılacak, gerek ders programlarında gerekse ders dışı zamanlarda etkinlikler ve imkanlar arttırılacak,

İmkan ve fırsat eşitliği; tüm okullar her yönüyle (fiziki yapı, laboratuar, derslik, sınıf mevcudu, sosyal, kültürel ve spora yönelik donatı…) eşit hale getirilerek sağlanacak,

Köy okulları yeniden açılarak çocuk olan her yerde eğitim imkanı sunulacak, taşımalı ve pansiyonlu okul uygulaması minimize edilecek,

Öğrencilerin en az bir öğün yemeği devlet tarafından karşılanacak,

Öğretmenlerin yer değiştirmeden, görevden yükselmeye kadar tüm sorunlar liyakat esaslı düzenlenecek,

Uzman öğretmenlik, baş öğretmenlik uygulamasına son verilecek, unvanlar kaldırılacak, mevcut uzman-başöğretmenlerin unvanları alınıp mali hakları korunacak, tüm öğretmenlere kıdeme esas ücret artışı uygulanarak mevcut uzman baş öğretmenlik şartını taşıyanlara koşulsuz aynı miktarda daha alt kıdemdekilere ise kıdem durumuna göre ücret artışı sağlanacak böylece öğretmenler arasında açılan ekonomik anlamdaki farklılıklar minimize edilecek,

Ek dersler her ayın ilk 5 günü içinde ödenecek,

Ek ders ücretleri yöneticiler dahil yüksek lisanslı öğretmenlere %25, doktora yapmış öğretmenlere %40 artırımlı ödenecek,

Yüksek lisans ve doktora eğitimlerinin önündeki engeller (mali destek ihtiyacı, izin… sorunları) kaldırılacak, teşviki için yeni adımlar atılacak,

Diğer kamu görevlilerini de kapsayacak şekilde disiplin affı ( yargı kararı ile sabit ihraçlar hariç) getirilecek.

Eğitim kurumu yöneticiliklerinden üst kadrolara kadar liyakat esas alınacak ve objektif ölçme sistemleri kullanılacak,

Tüm atamalarda sözlü sınav/mülakat uygulamalarına son verilecek,

Bakan onayı (76.madde) ile yapılan şube müdürü ve ilçe milli eğitim müdürü kadroları boşaltılacak liyakat esaslı yeni atamalar yapılacak,

Yargı kararları uygulanacak uygulamaya hukuksuz atanan (yargı kararı gereği atamaları iptal edilen) bakanlık müfettişlerinin görevden alınması ve yerine liyakat esaslı atama ile başlanacak.

İhalelerden tüm uygulamalara kadar şeffaflık öncelik olacak, LGS yerleştirmeleri, öğretmen atama, yer değiştirme gibi tüm işlemlerde şeffaflık sağlanacak, bilgi edinme başvuruları hızlı ve olumlu sonuçlandırılacak.

"MEVCUT İKTİDARDAN BEKLEMEK HAYAL"

Değerli okuyucular liste uzuyor da uzuyor, bu listedekiler tüm kamuoyunun beklediği ve eğitim ile ilgili beklentilerle ilgili olduğunu söylemek için müneccim olmaya gerek yoktur.

MEB’in çok kan kaybettiği, güven sorununun, liyakatsizliğin, kayırmacılığın, kadrolaşmanın, dernek, vakıf adı altında cemaatlerin, diyanetin, bilimsel gerçeklerden uzaklaşmanın, kurumların/makamların içinin boşaltılmasının merkezi olduğu tartışmasız olup tüm bunlara neşter vurulmadığı sürece çözümün mümkün olmayacağı aşikardır.

Bu yazılanların mevcut iktidar tarafından gerçekleştirilmesini beklemek ise hayalden öteye gitmese gerek. Evet 2010 yılından beri yaptığım ama o gün yazdıklarımla örtüşen sorunların maalesef devam ettiği 1 nisan şakası ile karşı karşıyasınız.

Bu vesileyle üzdüklerim olmuşsa özür diliyor tüm bu sorunların ve devamının 15 Mayıs 2023 itibariyle çözülmesini diliyorum. Bunu birlikte başarabiliriz ve birlikte başaracağız…"

https://www.cumhuriyet.com.tr/