Dünya çok büyük bir dönüşüm sürecinde. Roller yeniden belirleniyor. Taşlar yerine oturmadan, kargaşa bitmeden, herkes bu cendereden daha kârlı çıkmak istiyor.
Bazıları fırtına bekliyor ama kasırga çoktan başladı ve ortalık toz duman aslında, görebilene.
Gizli dünya devleti, eskisi gibi istediği hamleleri yapamıyor. Ne var ki boş da durmuyor. Gelişen şartlara göre her an yeni hamleler geliştiriyor.
Kendilerini tanrı olarak sundukları aciz kullarına(!) karşı zayıf görünmemek için kazananını belirleyemedikleri oyunları külliyen ele geçirmeye ya da tamamen yok etmeye çalışıyorlar.
Onlar görünmeyen ama varlığı hissedilen, ulaşılamaz ama istediğine ulaşabilen varlıklar(!)
Kendileri savaşın ve gücün tanrıları(!)
Sadık kullarına çok lütufkâr, karşı gelenlere son derece zulüm kâr devler(!)
Onlar küresel efendiler…
Silah satmak için savaşa, kefen satmak için ölüye,
Gıda satmak için diriye, giysi satmak için çıplağa,
Akıl satmak için salağa, akıl almak için zekiye,
Hizmet almak için köleye, hizmet etmek için arzularına
İhtiyaç duyarlar.
İhtiyaç sahibi tanrı mı olur, diyorsanız o da sizin bileceğiniz iş.
Ancak şaşılacak ne var ki;
Lat bir tanrı değil miydi, otoritenin yegâne sahibi(!), koskoca Lat!
Ama tozunu almak için hizmetçilere, kendisini kıracaklara karşı bekçiler ve kölelere ihtiyacı vardı.
Ya Uzza!
O da gösteriş ve azametin en kutsal tanrısı değil miydi?
Ama gücünü ve azametini göstermek için mücevherlere, süslü taşlara, ünlü terzilere ve söz cambazı şairlere ihtiyacı vardı.
Ve Menat…
En uysal ama en etkili tanrı. Otoritenin de azametin de arkasındaki en büyük güç. (Bugünkü adı Money!)
Ama onun da işe yaraması için fazladan ihtiyaçlara, arzulara, emellere ihtiyacı vardı.
Ve her üçünün de koruyucuları, onlara iman edenler değil, onlar sayesinde sefa sürenlerdi.
Güç, otorite, menfaat ilişkisi yani…
Her devirde oldu bu tanrılar; güçleriyle, otoriteleriyle, köleleri, koruyucuları ve hizmetkârları ile…
Bu gün de varlar ve dünyanın her tarafında kendilerine kurban sunulmaya devam ediliyor.
Koskoca medeniyetleri yok edip, milyonlarca insanı köle gibi kullanıyorlar. Astıkları astık, kestikleri kestik, çaldıkları düdük…
İnsanların dirisi de onların, ölüsü de; bütünü de onların parçası (organ) da.
İlahi dinlere olan kinleri aynen devam ediyor. Son ve tek, hak din İslam. Onun için özellikle İslam coğrafyasında zar atıyorlar.
Yüz yıldır hep düşeş, hep düşeş hem de…
Bir tek Türkiye’de tutmadı oyun. Tutmuyor bir türlü. Hâlbuki en büyük yatırımı da buraya yapmışlardı. Hiçbir ülkeye yapmadıkları kadar baskı yapmış, hiçbir ülkeye vermedikleri kadar değer vermişlerdi.
Madem öyle o zaman en büyük cezayı hak ediyordu.
Önce Lat ve Uzza saldılar hizmetkârlarını. Türlü türlü oyunlar, planlar yaptılar en zeki, en çevik ve en tecrübeli yardımcıları ile.
Sonra saldırdılar acımasızca, terör olayları ile iftira ve karalama kampanyaları ile içerideki hainleri ile işbirlikçileri ile… (feto, pkk,daeş, dhkpc….)
Tutmadı
Evet, tutmadı, hem de ilk defa… Şaşırdılar, afalladılar ama vazgeçmediler.
Ve sonra yine saldırdılar eli silahlı teröristleri ile topları ile uçakları ile… Ölüm kustular saatlerce, gece gündüze kavuşuncaya dek. (15 Temmuz)
Olmadı. Liderlerini alabilseler(!) olacaktı ama olmadı.
Bu sefer çıldırdılar. Maskelerini riske atacak kadar büyük plan yapmışlardı. En büyük tehlike onlar için, maskelerinin düşmesi…
Düşmemeliydi maskeler…
Kimse kafa tutmaya cesaret etmemeliydi.
Ve son çare Menat!
Şimdi Menat devrede. O en etkilisi; köleleri çok, tapanı bol; uğruna değil başkasına, kendi kendisine bile ihanet edecekler sıra sıra!
Ve şimdi Menat devrede…
Ama Allah kerim,
Allah büyük
Ve Allah, sonsuz kudret sahibi…
Hiçbir şeye muhtaç olmayan ama her şeyin ihtiyacının tek çaresi.
Elbette, o putları kıracak bir İbrahimi gönderecek.
Tanrının maymunu Nemrut ne kadar güçlü olursa olsun, dik duruşlu bir delikanlıya yenilecek. Ateşi de işe yaramayacak, gücü de parası da…
Ve Allah ebette o putları rezil edecek bir Muhammedi gönderecek.
Tanrıların varlığı sayesinde geçinen Ebu Cehil’in bütün düzeni bozulacak, bütün şirketleri batacak, ticaret yolları tıkanacak.
Tarih, ibret-i âlem için, nice Nemrutların toprağın altında, nice Firavunların da toprağın üstünde bütün acizlikleri ile sergilenmelerine tanıklık etmiştir. Yine edecektir.
Dünya mazlumlarının ahı arşa ulaştı…
Salih’in devesi kesildi, Lut’un evi sarıldı artık. Dönüş yok. Süreç başladı.
Çok yakında hem de çok yakında hepimiz şahit olacağız küresellerin tanrılarının paramparça oluşuna, güçlülerin zayıflığına, büyüklerin küçüklüğüne…
Onlar üstümüze saldırdıkça korkmayın, umutlanın!
Çünkü korkuyorlar ve korktukça da saldırıyorlar.
Küresel efendilerin de tanrılarının da maşalarının da sonu Büyük Türkiye’nin elinden olacak.
Allah dilerse olmaması mümkün mü? Hiç beklemediğiniz gelişmeler yaratıverir, dünya mazlumlarının kalplerini birleştirir, kalplerinden korkuyu kaldırır…
Sabredin, dik durun ve küresellerin tanrılarına meydan okuyan, dik duran yiğit lidere sahip çıkın, doğrudan yana olun yeter.
Allah o tanrıların belasını verecek!