Elbette bu karar özel hayata müdahale olarak algılandı ve tepkileri beraberinde getirdi.
Netice itibariyle sosyal medya hesapları, bireylerin şahsi özgürlük alanıdır. Kanunlara, yasalara aykırı, suç teşkil edecek paylaşımlarda bulunulmadığı müddetçe kimsenin müdahale etme hakkı ve haddi yoktur.
Ancak bu meselede işi ilginç kılan bir detay var…
İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileriyle yaptığım görüşmede, soruşturma geçiren idarecinin İmam Hatip Lisesi Müdürü olduğunu öğrendim.
Yani bu kişi, muhafazakâr ailelerin çocuklarını gönderdiği bir eğitim kurumunda idareci olarak görev yapıyor.
Diyebilirsiniz ki, “İmam Hatip Lisesi Müdürü de olsa, özel hayatına müdahale edilemez.”
Buna da hak veririm. Tabii ki içki içebilir, kendi tercihidir.
Ancak bahse konu okul idarecisi sosyal medya hesabından birden fazla kez alkollü içki paylaşımında bulunup, velilerden gelen şikayetler artmaya başlayınca İl Milli Eğitim Müdürlüğü harekete geçmek zorunda kalmış.
Olay şu an için soruşturma aşamasında, müfettişler raporunu hazırlayacak ve büyük bir ihtimalle okul müdürü görevine geri dönecek.
Sosyal medyanın hayatımızda büyük yeri olduğu su götürmez bir gerçek. Neredeyse her anımızı bu mecralarda paylaşıyoruz. Beğenilmek, ilgi çekmek, imrenilmek, hatta belki de kıskanılmak hoşumuza gidiyor. İnsanız neticede. Bu duygular doğamızda var. Ancak bilhassa eğitimcilerimizin, öğrencilerine örnek olmak bakımından sosyal mecralarda biraz daha dikkatli olmalarında yarar var. Hele ki bu olayda olduğu gibi, muhafazakâr ailelerin çocuklarına eğitim veren bir kurumda idareciyseniz bu dikkati azami düzeyde tutmanız gerekiyor.
Yanlış anlaşılmamak adına bir kez daha tekrar etmek istiyorum.
Değil İmam Hatip Lisesinde müdür, camide imam da olsanız; alkol alabilirsiniz, içki içebilirsiniz, aklınıza eseni yapabilirsiniz. Ancak bunu başkalarının gözüne sokarsanız, o noktada toplumsal hassasiyetler devreye girer ve bu tip istenmeyen durumlar yaşanabilir.
Biliyorsunuz okulların açılmasına sayılı günler kaldı. Bu vesileyle, hayatımızdaki en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin başımızın tacı olduğunu ifade etmek isterim.
Yazıya konu okul müdürüne gelince…
Umarım en kısa sürede görevine geri döner ve toplumsal hassasiyetleri gözetme noktasında biraz daha dikkatli olur.
Hepinize sağlıklı günler dilerim…
Metin Koç / Çanakkaleyorum