Maraş merkezli depremlerin ardından deprem bölgesindeki aksaklıklar yurttaşları mağdur etmeye devam ediyor. Eğitim-İş Sendikası’nın deprem raporunda milyonlarca öğrencinin deprem bölgelerinde eğitim alamadığı, bölgeye giden öğretmenlere ücret ödenmediği ve yemek, barınma gibi temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığı görüldü.

Eğitim-İş Sendikası, deprem bölgesinde eğitimde yaşanan sorunlara ilişkin rapor hazırladı. Raporda, “Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in tozpembe söylemleri ile sahadaki gerçekler taban tabana çelişmekte, milyonlarca öğrenci eğitim hakkına kavuşturulmamaktadır” denildi.

Raporda bölgede eğitim alanında yaşanan sorunlar arasında şunlar gösterildi:

2 milyon 400 bin öğrenci eğitim alamadı: Ulaşım en temel sorunlardan biri haline gelmiştir. Sahada yaptığımız gözleme göre; 11 ilde her 100 öğrenciden ancak 20-25’i çadırlardaki eğitime katılabilmekte, bu da düzenli bir şekilde sürdürülememektedir. Resmi rakamlara göre depremin vurduğu 11 ilin 10’unda 3 milyon 250 bin öğrenci bulunmaktadır. MEB’in mart sonu yaptığı açıklamaya göre, 252 bin 829 öğrenci başka illere nakil hakkını kullanmıştır. Bu rakamı baz alıp, çadır ve konteynırlardaki eğitime katılma oranını bunun üzerinden hesaplarsak 2 milyon 400 bin civarında öğrencinin eğitim almadığı ortaya çıkmaktadır.

Öğretmenlere ücret ödenmiyor: Normalde böyle olağanüstü bir durumda görev yapan öğretmenlere ek dersin iki katı ücret verilirken, bu illere gönüllü olarak giden öğretmenlere hiçbir ücret ödenmemektedir. Bölgeye gönüllü olarak giden öğretmenlerin birçoğuna MEB tarafından yolluk ve harcırah dahi verilmemiştir. Gönüllü olan öğretmenlere dair hiçbir teşvikin de söz konusu olmaması, gönüllü öğretmen sayısının yetersiz düzeyde kalmasına yol açmıştır. Birçok okulda müdür ve müdür yardımcılarına ulaşmak dahi mümkün olmamış, en basit ihtiyaçlar dahi öğretmenlerin inisiyatifiyle çözülmeye çalışılmıştır.

Öğretmenlerin temel ihtiyaçları umursanmıyor: Bölgeye gönüllü olarak ya da geçici görevle giden öğretmenlerin konaklama ihtiyaçları da baştan savma biçimde çözülmektedir. Pansiyonlarda ağırlanan öğretmenlerin birçoğu yorgan, yastık, çarşaf dahi bulamadığını; bazıları konakladığı yerde priz dahi bulamadığını iletmiştir. Yemek dağıtma çadırlarında sıraya girerek yemek yemeye çalışan öğretmenlerin okulların kantinlerinden yemek ve içecek ihtiyacını çözmesi de kantinlerin büyük çoğunluğunun kapalı olması, açık olanların bazılarında ise mallarını karaborsa hale getirip fahiş fiyatlarla satması nedeniyle imkânsızlaşmıştır.

Öğrenciler okula çağrılmıyor: Bölgeye gönüllü giden öğretmen sayısı az olduğu için öğrenciler alanlarında ders görememektedir, (sayısal, sözel, dil, eşit ağırlık) ders işleyememektedir. Bir çadırdaki öğrenciler haftada 2 saat biyoloji dersi görürken, başka bir çadırdaki 68 gündür biyoloji öğretmeni dahi görememektedir. Aslında MEB, öğrencilerin bu okullara gelip gelmediğini bile bilememektedir çünkü öğrencileri arayıp ‘okula gelin’ diyen yöneticiler bile yoktur.