1 MAYIS VE TOPLU SÖZLEŞME MASASI

Abone Ol

Memur ve işçiler 1 Mayıs´ta alanlardaydı. Memur-Sen Kütahya´da, Kamu-Sen Eskişehir´de, Türk-İş Ankara´da,Hak-İş Erzurum´da miting düzenlediler.
Toplumun yararına hareket eden bu sendikalar, üyeleriyle birlikte edebiyle eğlendiler, taleplerini dile getirdiler.
Memur-Sen Kütahya´da 15 Bine yakın üyesiyle bir araya geldi. Kütahya ilk toplu sözleşmenin yapıldığı il olarak önemli bir mesaj barındırıyor. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, taleplerini sayarak, yapılacak olan toplu sözleşmede, bir ilk yaşanmasını dile getirdi.
Özellikle Ali Yalçın hükümete amalı, fakatlı, niçinli sorularla masaya gelmemelerini haykırdı. Bu ifadelerin altını dolduran Yalçın, 16 Nisanı, 15 Temmuz üzerinden değerlendirerek şöyle konuştu; "15 Temmuz´un nöbetçisi olan Memur-Sen, 16 Nisanın Evetcisi olmuştur" bu söylem hakkı sahibine teslim edin çığlığıydı. Özellikle sendikalı, sendikasız ayırımım yapılması gerektiğine vurgu yapan Yalçın, bütün gözleri toplu sözleşme masasına çevirtti.
Memur-Sen, Hak-İş, Türk-İş hükümetin Yeni Türkiye yolculuğunda önemli bir basamak üstlendiler. Dört kişilik aile bandını dikkate aldığımızda, Türkiye´de bu sendikalar 30 Milyonluk bir alanı elinde tutuyorlar. 30 milyonun sesi olan bir siyasi yapının çok büyük bir güce sahip olduğu gerçeği unutulmamalı.
Toplu sözleşme görüşmelerinde 4G vurgusu yapan Ali Yalçın, çalışanı harflere mahkum etmeden, işçi memur kavramıyla birleştirme çağrısı yaptı.
Hükümetin özellikle Memur ve İşci talepleriyle gündemi elinde tutan bu sendikaları, dikkate alması gerekiyor.
Birilerinin alanları işgal eğiliminden öte, alanları çiçeklerle donatma çabasında olması ve birilerinin meydanları enkaz haline getirme çabasını hükümetin görmesi gerekir.
Özellikle bu ülkenin sırat köprüsünden geçerken başvurduğu kaynakları, sırat köprüsünden geçtikten sonra da önemsemesi gerekir.
Bu sebeple, toplu sözleşme masasına oturacak olan devletin, 15 Temmuz´un Nöbetçisi olanların, 16 Nisanın Evetcisi olanların, memnun edilmemeleri halinde, ciddi bir tenkit alanı haline geleceği de unutulmamalıdır.
Nasıl olsa bu sendikalar hükümet taraftarı, devlet ne verirse seslerini çıkaramazlar düşüncesi bu toplu sözleşmede tutmayacak gibi. Geçmiş yıllarda toplu sözleşme tecrübesini ilk kez yaşayan Ali Yalçın bu sözleşmede dişini gösterecek gibi.
Eğitim-Bir-Sen, Sağlık-Sen, Diyanet-Sen taleplerini aylardır dile getiriyorlar. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın Sağlık-Sen toplantısında vermiş olduğu müjdelerin henüz hayata geçmemiş olması bürokrasi yavaşlığı olarak yorumlanıyor. Artık Yeni Türkiye yolunda bahanelere geçit verilmemeli. Diyanet İşleri Başkanlığının emeğe karşı olan hassasiyetini 700 lirayla çalıştırdığı fahri Kuran Kursu öğreticilerinin durumu gölgeliyor. İşten atılan Vekil imamların tazminatsız sokağa terk edilmeleri ciddi bir tutarsızlığı barındırıyor.
Evet 1 Mayıs coşku ile yaşandı. Bu coşkunun toplu sözleşme masasına yansıması şart.